12 Ağustos 2010 Perşembe

Virane Esintiler -1

Belli ki arızalı klima.. Klima suyu nerdeyse bütün sıra boyunca koltuklara şakır şakır damlıyor...Dışardan bakan biri şaşar sanırım.. Bu insanlar koltuklar boş iken niye hala ayakta..Şoföre seslendim. "burda ineyim ben"..
Karşımda kocaman bir bina... Daha doğrusu bir zamanlar bina idi... Hatırlıyorum burayı. Yıllar önce gelmiştim. Kafam o kadar iyi olmasına rağmen hatırlıyorum üstelik. Çünkü ertesi günü bizimkiler bana "ulan ne dans ettin" dediklerini ve benim de buna inanmadığımı da hatırlıyorum. Demek ki "extacy" harbiden oynatıyormuş insanı.. Çok güzel bir diskotekti burası. Diyebilirim ki Antalya'nın en baba diskoteği idi...
Ne oldu tam olarak bilmiyorum..Sanırım bir iki çatışma.. adam vurulma sonrası artık ne olduysa . Kaderinde kaaptılması ve kendi haline bırakılması varmış demek ki...
İçeri girdim.. Acaba diyordum.. Herhangi bir insan benim bu viraneye girişimi nasıl yorumlardı:))). mantık silsilesini çalıştırsa sanmam ki fazla senaryo alternatifleri olsun.... terkedilmiş virane bir yerde kimler ne için bulunur ki...
Ya bir uyuşturucu müptelasıdır. Basıcaktır iğneyi yer arıyordur gelir... Bir uyuşturucu muptelasıdır.. Torbacının verdiği randevu yeri burasıdır... Ya da daha karizmatik bi senaryo.. sivil bir emniyet mensubudur ve de aradığı her kim ise o viranede eliyle koymuş gibi bulacağını biliyordur...Ya da dışarda kalmış bir evsiz yatmaya gidiyordur..
Görüntü itibari ile bu senaryoların hiç birine pek de uymuyordum.. Kenardan benim içeri girişimi seyredip de bir tahmin de bulunmaya çalışan adam sanırım düşünmekten vazgeçerdi..:))
İçeri girdim. İçeri girdim demek te yanlış gibi aslında. Zira ne alt katta ne de üst katta duvar namına bişey yok.. Keza pencerelerin camları da komple inmiş. yerler tuz buz cam kırıkları... Tahta yer döşemeleri yer yer kırık ve boşluklar var. muhtemelen kışın soğuklarında üşüyen ve orayı mekan belleyenlerin yakacak ihtiyacını gidermiş..
Giriş katta şöyle bir genel baktım ve bunun kafi olduğuna kanaat getirdim. Zira bende bir evsiz barksız olsam ve burayı mesken bellesem sanırım üst katın daha emniyetli olacağına karar verirdim...
Merdivenlerden çıkarken anılarımı zorluyorum.. hayır. hatırladığım birşey yok. ben buraya gelmiştim ama sadece alt katında eğlenmiştim...
İkinci kata çıktığımda ilk olarak banyo yada tuvalet yada mutfak olabileceğini düşündüğüm yere yöneldim.. Zira duvarın olmadığı bu binada.. fayansların ılk günkü gibi yeni olması..kırılmamış olması: buralarda bir düzenin olduğunu düşünmeme neden oldu..Baktım . Dikkat çeken pek bir şey yok...Ust katın buyuk salonuna döndüm tekrar... Gördüm evet.. sanırım bu onların yatağı.. iki adet yer yatağı yan yana.. Üç beş de pejmürde kıyafetler...
Dolanmaya yine devam ettim.. Büyük salonun bu sefer aksi istikametine gittim.. Orda da bir yatak var. hatta bir yatan da var... Zayıf cılız pislikten deri rengi kaybolmaya yakın...Uyumasına bakılırsa pek derin!!.. nasıl desem. sikseler haberi olmayacak..
Sanırım bunlar yok...Güya güzel bir sürpriz yapacak bunları uyandıracak bi yerlerde kahvaltı ısmarlayacaktım.. Tüh keşke inip de bakmasaydım...Güneş iyice yükseldi.. yürümem lazım . Yetişmem lazım...

Hiç yorum yok: