12 Ağustos 2010 Perşembe

Virane Esintiler -4

-"Gelmeme ne gerek var . siz halledersiniz ya işte. bende sizi beklerken alışverişi yaparım.. işimiz bitince şööle adam gibi bir kahvaltı yaparız bizim evde" dedim...
-"Olmaz" diye diretti..."Ben bilemem nasıl olur ne denir" kararlı bir şekilde...
Planımız banka.. ürktüğümüz yer banka.. Bankaya gidilecek. Ben gidemem. Gitmek de istemem.. gitsem bile elime yüzüme bulaştırırım. Bulaştırmasam bile kasarım kendimi. kasmasam bile . Olmaz işte.. Nedir ki sebebi?.. El sebepten bol ne var anasını satayım...
Birincisi... Resmi yerlere; devlet dairelerine.. bürokrasinin olabilme ihtimalinin olduğu her yere karşı allerjim vardır..
Şahsi olarak da sevmem bankaları. Nasıl desem. Tefecileri bile sempatik bulabilirim icabında ama bankalar..ıhhı hı . imkanı yok...
Her zaman ki gibi.. Sizin yerinize ben soruyorum kendime.. el cevap..
Sanırım geçmişte yaşadığım bir takım olumsuz tecrübelerin yanısıra asıl daha etken faktör ise karakterimdir...
karakter olarak "hayır" cevabına müthiş bir tahammülsüzlüğüm var... Eğer bir soru soruyorsam.. cevabını biliyor olmalıyım..Birisine herhangi bir şey teklif ettiğimde cevabın "evet" olduğundan mutlek suretle emin olmalıyım.. ola ki yüzde bir ihtimal bile varsa "hayır" cevabına.. İnanın bana salya sümük, sullar seller gibi aşık olduğum bir kadına bile gel beraber şuraya gidelim diyemem.. Resmen I AM BORNED NOT TO BE SAİD "NO" ulan..
Bi fi tarihinde.. Para lazım oldu... bankaya git al dediler... Bilmem ki nasıl gidilir nasıl istenir ne yapılmalı..
Ne olur ne olmaz işimi sağlama alayım ben diye tam 3 tane daire tapusunu da cebime koydum... Müdürün yanına gittim.. bi de istediğim miktar da öyle çok bişi değil.. bırakınız üç ev tapusunu. Bir evin bir tuvaletini ipotek versem. alacağım paranın rahat bı yarısı ile de Aksarayda ruslarla alem yapabilirim diyerek yine güzel bir betimleme örneği sunuyorum...
banka müdürü. İşi yokuşa alıyor.. bekle diyor.. ben de bekledikçe utanıyorum. kasıyorum kendimi. ne bileyim işte. sanki sadaka istiyormuşum gibi hissettim.. "amna korum bankasının da parasının da vazgeçtim ulan" demiştim en son..
bir başka örnek. para lazım. bi arkadaş. eşşek yükü gibi hesabı var bı bankada. Ben dedi sana kefil olurum. Ehh bi kaç on milyon lirası olan bi adamın hatırını mı kıracak banka müdürü.. belgelerim hazır. otelin muhasebe kayıtları falan filan... banka müdürü baktı. ve de dedi "veremem".. niyeymiş!!!.. çünkü muhasebe hesaplarına göre işletme zararda....".... benim dediğim "bu zaten bilindik bişi milletin çoğu zarar gösterir"... "öyle de "dedi müdür.. "bari 50 lira olsun kar göstereydin".... bak yine.. Bir şey istiyorum ve de elde edemiyorum.. ne olur. bende si,nir olur. bende sinir olunca ne olur.. konuşmalarım sivrileşir.. daha sonraki aşama.. konuşmalarım adaba mugayır seyretmeye başlar.. yanisi.. durum bok olur... Bazen bişiler olucak gibi olur. misal en basitinden "ikametgah bilmem nesi" isterler.. eee nerde benim ikametgah kaydım.. Mübarek çingeneler gibi bı oraya bı buraya dolanıp duruyoruz.. "Asıl ikametgahım Hollanda" diyorum.. Memurun ezberini bozan bi davranış olur.. O da Türk usulu bulur çözümü. "sen türkiyeden bi ikametgah hallet bize". Lem nasıl halledeyim alla alla.. yapıcaan işin ta örekesine.. vazgeçtim ulan ben..
Yanisi.. bir bankaya gidip de bir talepte bulunmak benim için çok güç bir iştir.. düşünmesi bile sıkıntı verir..
tabii ben bu bizim moruklara "bankaya gitmem"deyip de bunun altındaki nedenleri anlatan bir nutuk vericek değildim o sıcağın altında.. daha kolay olanını söyledim...
"Yaw gelirim ama benim saç sakal karmakarışık. bu tiple ben işleri hepten zorlaştırırım" dedim.. ben bu düşüncemi ne kadar içten ve gerçekçi söylesem de bizim morukların algılayışı sanırım farklı olmuştu.. o şekilde algılamaları da belki asıl normal olanıydı.. Zira nasıl desem... Karşımda iki tane moruk. iki tane berduş. iki tane evsiz... saç sakal kafasına göre şekil almış.. Bir çöplüğe koysan. Çöpün estetismine zenginlik katar da öte yandan... çöplük haricci herhangi bir yerde konuşlandırıldıklarında "gündüz feneri" misali sırıtırlar...
haa işin gerçeğini söylemek gerekirse.. yine de bana nazaran daha şık olanlar onlardı:))))
"bi tanesi patladı gibi sanki "yaw hem para lazım işimi gör diyorsun hemde yeni gelin gibi naz yapıyosun. senle mi uğraşıcaz" mealinden mealinden inceden inceden......
.. el mahkum "tamam tamam" dedim.. ve dee.. bankaya yöneldik.....

Hiç yorum yok: