5 Nisan 2011 Salı

ADRENALİN, KORKU, GERİLİM, PANİK ÜZERİNE

ADRENALİN, KORKU, GERİLİM, PANİK ÜZERİNE
bazen sorarım kendime "acaba ben bir korkak mıyım?!!"..
Çocukluğumu düşünüyorum da...."korkmuş olduğum anılar" ı hatılamakta hiç zorluk çekmediğimi söyleyebilirim size...
Bakkala giderken.. bir köpek kovalamıştı beni..küçük birf köpekti . ama olsun.. o dunyanın en buyuk canavarı idi..koşarken arkama bakardım.. ayağımı ha ısırdı ha ısıracak....çok korkmuştum çook...Ogun bugundur "köpek fobisi"ni hala atlatamamışımdır... Bir köpeğin ansızın durup gözlerimin içine bir saniye bakması...bombardımanı haber veren bır kasaba sireni gibi vücudum alarma geçer.. (gerilme, kasılma, ter vesaire)..
Çocukken bir film seyretmiştim..cadı yada şeytan her ne ise.. bir yatakta cocugun ustunde.. kafasını 180 derece cevırmişti..çok korkmuştum çook....o cadı yada şeytan her ne ise... ürkütücü görüntüsü değil idi beni etkileyen... kafasını cevırmesı.. Yüzünü tamamı ıle sırt tarafına çevirmişti ve bana bakıyordu..çok korkmuştum çook.... hala da eşşek kadar adamım.. karanlık bir ortamda kafamı yorgan pike her ne ıse.. altına sokmadan uyuyamam.. Ehh olsaydı bızım anamız babamız bılınclı bır ebeveyn.. o yaşta bana o fılmı seyrettırmemelerı lazımdı.. cocuk bıle sayılmam yahu..hayal meyal hatırlıyorum.. kucakta seyretmiştim...2 yaşımda ya varım ya yokum demek ki..agzımda emzık gıbı bişi vardı...
Kımbılır belkide.. benım bu fılmı anlayamayacak kadar kucuk sanıyorlardı....
Bı de bazen.. annemın gülüşünden korkardım... artık ne yapıyor ısem.. kadın gülerdi.. katıla katıla gülerdi....o gülmesi bana sonsuz gelirdi..o cocuk aklımla.. gülmenin sanırım bir sınırı vardı dıye düşünüyordum.. o sınırı geçtiği halde hala gülüyor ise...bu işte bır yanlışlık var der korkardım ağlardım...sanırım ben böyle bakıp bakıp ağlamaya başladığımda da annemin gülmesi katmer katmer artardı.. bu da benım daha cok korkmama ve daha cok ağlamam sebep olurdu.... Durup dururken oluşan bi,r kısırdöngü idi..o güldükçe ben ağlar.. ben ağladıkca o daha da gülerdi..
Bugun düşünüyorum da...benım onun gülmesinden korkmam cocukca algılamama bağlı birşey değildi.....Histerik gülüşlerdi... sinirsel bozukluğa işaret eden gülüşlerdi.. ve ben yaşıtlarıma göre bunu algılayabilecek bi zeka mı desek sezi mi desek her ne ise.... görebiliyordum işte...
Korkmanın güzel olduğu anılar da gelıyor gozumun onune.... Adrenalin dedikleri bu olsa gerek......
mahallede oynarken.. arkadaşlar birbirimize verirdik gazı.. Yüksek bir duvar.. "atlayamazsın".. denildiğinde "yyyeaak ya atlarım tabi" der idik... herkes birbirine atlayamazsın derdi.. herkes de "yyeeaak yya ben atlarım ki" derdi..
ve de atlanılırdı tabi.. sorun şurda idi.. ilk kim atlayacaktı...ortada bir atlama durumu soz konusuydu ve bu ıhale bırısıne kalmalıydı.. birisi ilk olmalıydı.... cocukluk işte...bu sadece yuksek bır duvardan atlamak ile sınırlı değildi ki.... denize giderdik.. ucurum.. aşağısı kayalık...atlarsın atlayamazsın muhabbetı orda da olurdu..... Denizde sorun yoktu...korkardım ama neyı nasıl yapabılecegım bılıncı vardı işte.. tamam aşağısı kayalık ama bu yukarıdan gozuktugu kadar da tehlıkelı olmadıgını kavrardım hemen.. doğru atlayış açısını bulursan.. hoop cup dıye denıze düşerdin.. ha hesap kıtap etmeden atlarsan.. tabı kı.o kayalar.. parçalanırsın....
ama yuksek duvar durumlarında...durum herkes ıcın eşitti... burda ne zekam ne stratejım ne de hıc bı ozellıgım diğerlerine gore bana bır avantaj vermezdi..... ehh onun ıcın en ıyısı ılk olmamalı der idim....bi şekilde ilk atlayan ben olmamayı becerırdım..
en nıhayetınde.. atlardı bırısı....hoopp.. atladı..ayağa kalktı.. "ahhaa atladım şimdi sıra sizde atlamayanın amına koyiim bak ha" denilirdi.. ahha atladı lan .. bişi de olmadı.. ee bize de bişi olmaz der.. koyunların peşisıra ucurumdan kendılerını atması gıbı peşi sıra atlardık...... ay amına kodumun cocugu.. ayak tabanlarım ne bıcım acıdı... belli etmemiş acıyı dmeek ki piç..puff neyse.. herkes sınavı geçti işte.....
yanısı hem korkardık..hem de yapardık.. sonrasında da hoş bir hissiyat içimizi kaplardı....erkeklik sınavını geçmenın sevıncı değildi bu... erkekliğe bok sürdürmemenin şanıydı bu...geçmek değil.. kalmamak lazımdı bu sınavdan...
Çocukken hepimizin vardır korktuğumuz anılar....bahcelerden falan meyve çaldığımızdaki korkusuzluğun altında da korku her daım bı sekılde yatardı tabi....
Yalnız bunlardan bır tanesı vardır ki.. hala daha dün gibiymişcesine hatırlıyorum kalp aynen " güm güm ".....
Az once anlattıklarımda yuksek yerden atlama ucurumdan atlama vesaır.. korkardım ama kalbımın yerınden cıktıgı falan yoktu.....
Bıgun mahallemızden uzaklara gıttık... cocuk algılarımıza gore epey de uzağa .. kapalı bır dukkan gördük deniz kenarında...bır masa cama bitişik. üstünde ıskambıl kagıtları var.. niyeyse o ıskambıl kagıtları muthıs cekıcı geldı gozumuze.. almalıydık.. bızım olmalıydı....kapı kıtlı pencere kapalı.. ve o ıncecık cam sankı metrelerce kalınlıgında taş duvar ..
Camı kırmalıydık...."camı kırma fikri" hala hatırlıyorum ya.. kalbım gum güm güm....kıralım mı.. kıralım amina goyiim (cocukken cok kufurlu konusurduk. normaldı de bu bızım zamanımızda).. iyi kıralım tamam.. sen kır.. yok sen kır.. hayır sen kıracaksın tartışmasında seslerımızı yıne de bastırıyordu kalbımızın gümgümleri.... Bu farklı birşeydı.. bunun farkına varmıştık.. bu bahceden meyve çalmak değildi.. bu evde annemızden gızlı yaptığımız bişi değildi.. farklıydı işte....bılıyordum.. bu bır ilkti.....
"şangıırr" .. camın kırılırken kı cıkardığı ses.. o yaşıma kadar duyduğum en yuksek sestı.. sankı butun kasaba hatta ve hatta butun dunya duymuştu..... tanrı da duymuştur elbette.. ama tanrı sorun değil idi...bu dukkanın bu camın sahıbı hele ki bu ıskambıl kagıdının sahıbı duyması idi benı korkutan......belirteyım kı camı ben kırmadım.....korktugumdan değil..içimden bı ses ısrarla "bu yaptığın doğru değil" diyordu... neyse.. camı arkadaş kırdı.. bende elımı uzatıp ıskambıl kagıtlarını aldım......bak hatırladım... ardımıza bakmadan kactıktan sonra gölgesi bıze güven verdığınden emın oldugumuz bır ıncır agacı altında nefes nefese saymıştım.. hazınemız ne kadardı.. 23 tane ıdı (27 de olabılır).... ve bu rakam bıze ne kadar cok gelmişti.. 1 değil 2 değil hatta 10 bıle degıl.. cok cok daha fazlası...tam20 kusur...e hadı oynayalım.. oynayalım amına koyiim....piştiyi biliyorduk.. sonrası.. oyunun ıcınden cıkamadık..kım kımı yendı anlaşılamadı.. . iskambıl kagıdını bılıyorduk bılmesıne de.. bunun 52 tane olması gerektıgını nerden bılebılecektık ki.....:)).
O olaydan hatırladıgım bır dıger ayrıntı.. aylarca o tarafa gıtmemiştik......sonrası.. en azından bı 5 yıl daha o klubenın hala vırane hala basıboş camın da hala kırık olduğunu soyleyebılırım....allahtan sahıbı duymamış demek ki dıye düşünmüşümdür kesinlikle o zamanlar :)))
Neyse işte (krimınal dunya ıcın kücük bızım içinse buyuk bır adımın başlarıymış meğer :))))

Hiç yorum yok: